Müjdat İlhan: “Ceketini alıp dükkândan çıkmalı…”
CHP Merkezefendi İlçe başkanlığını da baro başkanlığından farklı yapmadı ki, kendi mahallesinde desteklediği liste kazanamadı, karşı liste kazandı.
İrfan Osman Hatipoğlu
Müjdat İlhan uzun yıllardır, Denizli’nin “mühim” insanları arasında bulunuyor.
Uzun süre mühim insan olma durumunu korumak, ortalama insanın yeteneklerinin dışında farklı yeteneklerinizin olduğunu gösterir. Ya bilgi, deneyim, vizyon sahibisindir. Ya da açılan dükkânda “hacı abi” pozisyonundasındır.
Sayın Müjdat İlhan hacı abi pozisyonunda değil. Fakat vizyon ve öngörü yoksunu olduğunu defalarca kendisini inananlara gösterdi. Uzun süre baro başkanlığı döneminde silik bir başkan olarak yerini aldı. Kendisi sonrası baro yönetimi seçimlerinde yanlış yönlendirmeleri ve abilik yaparak gurupların birleşmesini sağlayamadığından “muhafazakâr” gurupların kazanmasının önünü açtı.
CHP Merkezefendi İlçe başkanlığını da baro başkanlığından farklı yapmadı ki, kendi mahallesinde desteklediği liste yerine karşı liste kazandı.
Sayın İlhan ve ön adam olma isteğine sahip arkadaşlara önerilerim; kendilerini, çok okuyarak bilgi ile güçlendirmeli, siyasi/örgütçü liderlerin anılarını okumalı/dinlemelilerdir. Bilgi ve başkalarının deneyimlerinden yararlanarak güçlendiklerinde, çevresinde “bilge” insanların kümelenmesinin koşullarına sağlamalıdırlar. Bunu yapmadığınızda lider olamadığınız gibi uzun yol yürüyüşçüsü olamazsınız.
Sayın İlhan ve benzeri arkadaşlar bir dönem içlerini dönmek için dükkândan ceketini alıp çıkmalı, bilgeliğe ulaşmak için çaba harcamalılar. Çünkü herkesin durduğu yerde bir adım öne çıkan bilge insanlara önümüzdeki dönemde çok gereksinmemiz var.
Benzer Haberler
Müjdat İlhan: “Ceketini alıp dükkândan çıkmalı…”
ÜZÜM ÜRETİCİLERİ: “Başkanlar kafa buluyor!”
CHP delege seçimlerinde kırmızı liste önde…
CHP: “Topuklar kopuyor, başkanlar fora…”
Başkan Kepenek: “Yolsuzluk yapacak kadar becerisi yok”
Başkan Kepenek: “İşini bilmiş mi?”
Kadir Tatık: “Mütevazi, erdemli, özgüvenli başkan”
Sevgi Küpelioğlu: “Güvercin tutkusuna tutsak, bir ömür!”