İrfan Osman Hatipoğlu
Ali Aygören; bir dönem Denizli belediye başkanı olmasından çok, askeri yol geçişi ile aklımıza gelir. Bunda yadırganacak bir durum yok. Çünkü başkanlar anıtsal yapılarla anılır.
Sayın Aygören’in başkanlık dönemi, kendisi açısından “bahtsız” bir dönem olarak geçmiştir. Başkanlığı kazanma beklentisi olmadığı bir dönemde, seçimi kazanması kendisini/partisini hazırlıksız yakalamıştır. Belediye meclisinde azınlıkta olması, partisinin (Doğruyol Partisi) iktidarda olmaması, son iki yılında Büyük Millet Meclisi dışına kalması ile AK Parti’nin yerel yönetimlere baskı yaparak başarısız kılma çabası, bahtsızlığın ana nedenleridir.
Başkan Aygören’in seçilmesi, 1973 yerel seçimleri ile başlayan/gelenekselleşen seçmenin bölünmesi -Anavatan Partisi (1984) Ziya Tıkıroğlu dışında- ile gerçekleşmiştir. 1999 yerel seçiminde; Doğru Yol Partisi’nden Ali Aygören 29.494/%22,46, Demokratik Sol Partisi’nden İlker İlhan Ural 28.257/%21,52, Cumhuriyet Halk Partisi’nden Ali Marım 26.801/%20,41, Anavatan Partisi’nden Ziya Tıkıroğlu 16.133/%12,29, Milliyetçi Hareket Partisi’nden A.Vehbi Kabukçu 13.453/%10,24, Fazilet Partisi’nden Ali Filiz 12.701/%9,67 oy almıştır. Bu seçim sonuçları ile belediye meclisinde azınlıkta kalmış, meclisten karar çıkarmada zorlandığı gibi sürekli uzlaşı arayış içinde olmuştur.
Sayın Aygören’in zorlandığı alan, meclisle sınırlı kalmamış. Siyasetle organik ilişkisi olmayan kent burjuvazisi siyasete ilgi duymaya başlamış, “Denizli Sanayici, Tüccar ve İş Adamları Platformu” kurmuş ve başkanı öteleyerek, kent sorunlarını ‘Ankara’da çözüm arayışına girmişler. Başkanın çağrılarına olumlu yanıt vermemişlerdir.
Örneğin başkanın çok istemesine karşın, yarım kalan Gençlik Merkezi’nin, Denizlili iş insanları tarafından “Alışveriş Merkezine (AVM)” dönüştürülmesi çağrısına, Denizlili iş insanları ilgi göstermemiştir.
Sayın Aygören’in başkanlık dönemi yalnızca kendisi için bahtsız geçmemiş, Denizli açısından da bahtsız bir dönemdir.