İrfan Osman Hatipoğlu
Ülkemizde camiler genellikle hayırsever yurttaşlarımız ya da yapılacak cami adına kurulun dernekler aracılığı ile bağışçılar tarafından yaptırılır. Özenle yaptırılan bu camiler ne var ki bir dönem sonra, yanına yaptırılan eklentiler sonrası mimari değerini kaybediyor.
Örnek üzerinden gidersek…
Servergazi Devlet Hastanesi karşısında bulunan cami ile Tekden Hastanesi karşısında bulunan camileri örnek gösterebilirim.
Yanlarından her geçtiğimde hayıflanırım.
Neden mi?
Söz ettiğimiz iki cami bulunduğu yer bakımından ve mimari açıdan özenilmiş ibadethanelerdir. Fakat bu camilerin ana gövdelerine bitişik özensiz, çirkin “tuvalet” eklentileri yapıldı. Temizlikleri düzenli yapılsa da “gecekondu” olarak yapılan bu binalar mimari açıdan çok çirkinler. Kısacası camiyi çirkinleştirmek için arayışa girilse bu kadar kötü bir uygulama akla gelmez.
Camilere eğreti eklenti yapı sorunu, yalnızca anılan iki cami ile sınırlı olmadığını biliyorum. Bu yapılar için müftülükten izin alındığını da düşünmüyorum.
Denizli Müftülüğünden isteğim, camilerin güzelliğini bozan eklentilerin yıkılması için çalışmaya başlamasıdır. Camiler, eğer çirkin eklenti yapılardan arındırılmasında gecikilirse, camilerin “kutsiyetinin” bir süre sonra aşınacağına düşünüyorum.
Çağrımın karşılık bulması dileğiyle…