İrfan Osman Hatipoğlu
Birsen Çelik siyasetçi, belediye başkanı. Klasik taşra politikacı sınırlarını zorlayan bir aydın. Denizli’de kadın hareketini katkısı olan bir lider. Bunlardan daha önemlisi, beldesinde farklı bir başarı öyküsü yazmaya çalışan başkan olmasıdır.
Bozkurt, Denizli’nin en küçük ilçesi. Beldenin kenarında çok işleyen bir karayolu var. Binlerce kez bu yolu kullanmamıza karşın, burada çok özel bir belde var, geçip bir su içelim diyen çok az insan vardır. Birsen başkanın çabasıyla bu durum hızla değişiyor.
Bir insanı yolundan çevirip kent merkezini girmesini sağlamak çok kolay değildir. Öncelikle o beldeyi yerel değerleri ile kişilik kazandırmak, kuruluşu, gastronomisi, üretim gücü üzerinden başarı öyküsü yazmak gerekli.
Örnek üzerinden gidersek; Mansur Yavaş yazdığı başarı öyküsü ile Beypazarı’nı Ankara’nın en çok ziyaret edilen ilçesi durumuna getirdi. Hafta sonları binlerle ifade edilen Ankaralı ilçeyi ziyaret etmekte, filelerinde yerel ürünlerle dolu evlerine dönüyor.
Ne yapılabilir?
Bozkurt, kent efsaneleri yazmaya çok uygun. Kurucularından başlarsak… Kurucularının 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Balkanlar’dan göç eden muhacirler olması. Beldeye gizem katıyor. Onların getirdiği kültür, yapılaşma, yaşam tarzı, gastronomi vb. özellikleri üzerinden efsaneler türetilebilir. Adının Atatürk tarafından verilmesi özel olarak anlatılmalı, değişik anlatılar üzerinden yayılmalıdır.
Bir başka özelliği, Hambat Ovasının ortasında kurulması nedeniyle tarım kenti olmasıdır. 400 kilometre karelik alanda sulu ve kuru tarım yapılıyor. Meyvecilik hızla yaygınlaşmakta. Hububat, bakliyat üretimi, hayvancılık büyük ölçekli yapılıyor.
Başkanın tarımsal üretime destekleme çabası var. Fakat klasik desteklemelerin dışına çıkamıyor. Girdi fiyatların artması, ürünün değerinde satılamaması yaptığı desteklemelerin etkinliğini, görünürlüğünü azaltıyor. Oysa girdi kullanımına azaltan ileri tarım teknikleri uygulamalarına öncülük yapılsa çiftçilerimize daha yararlı olacak.
Tüm dünyada, ülkemizde olduğu gibi girdi fiyatları artıyor. Artışa karşı “Doğrudan ekim” yöntemi geliştirildi. Doğrudan ekim, özel ekipmanıyla tohumun anıza bırakılmasıdır. Bu yöntem ile geleneksel üretimde kullanılan enerjinin altıda (6) birini kullanılarak üretim yapılıyor. Emek, zaman tasarrufunu saymıyorum. Verimde düşmüyor.
Sonuç olarak, başkanın yazmak istediği öykünün içeriğini muhacir kültürü üzerinden oluşturulacak efsaneler ve tarımsal ürünlerin, özel ürünlere dönüştürülerek tüketime sunulmasıdır.
Başkanın bunu yapabilecek deneyime ve hırsa sahip olduğunu yaptıklarından biliyoruz.