İrfan O. Hatipoğlu
Ülkemiz uzunca bir süredir, cumhuriyetin kurucuları/erdemleri ile kavgalı, öfkeli, öç alma duygusuna, kinlerine tutsak olmuş siyasal İslamcı iktidar tarafından yönetilmekte. Tek adamın oluşturduğu illüzyonlar, kurgular üzerinden menkıbeler anlatılarak ülke yönetiliyor. Hukuku, kamu kurumlarını, günlük yaşamı “ortaçağ” öğretisine uygun düzenlemeyi sürdürüyorlar. Yer altı yer üstü doğal zenginlikleri, kıyıları, limanları, işlikleri, tarımı denetimsiz/şeffaf olmayan, yağmacı anlayışla ulusal/uluslararası tekellere devretmekteler. Tarikat ve cemaatlerin önü açılmış, ölçüsüz kaynak aktarımı yapılarak görünür/etkin duruma getirildiler. Eğitimin tüm aşamasını eklemlenmeleri sağlanarak, cumhuriyet karşıtı ‘insan yığını’ oluşturulmaya çalışılıyor.
Ülkeyi “uygarlıktan uzaklaştırma” çabaları, büyük ölçüde yerel yönetimler üzerinden yürütülmekte. Çünkü yerel yönetimler yurttaşları doğrudan dokunan, günlük yaşama etkin müdahale edilebilen yönetimlerdir. Tek adam bunu çok iyi bildiği için, iktidara geldiği ilk yıldan itibaren yerel yönetimleri –neoliberal anlayışa uygun- baştan sona yeniden düzenledi. Özellikle büyük kentlerde, “büyükşehir” düzenlemesiyle, ‘oligarşik’ kent yönetim yapısı oluşturuldu. 6360 sayılı Büyükşehir Yasasıyla, büyükşehir belediye başkanları aşırı derecede güçlendirildi. Başkanın yetkilerini dengeleyecek, büyükşehir belediye meclisleri ise aynı oranda güçlendirilmeyerek, belediye başkanları ‘oligark’ durumuna getirildi. Başkanların belediye bütçesini şeffaflıktan, hesap verebilirlikten uzak harcamasının önü açıldı. Kentsel rantların yandaşlara dağıtmasında, tarikat ve cemaatlere kaynak aktarımının, kenti ideolojik bakış açısına göre düzenlemesindeki -mimari, kültürel, yaşam biçimi vb.- tüm engeller kaldırıldı.
Ülkemizin ve kentlerimizin yeniden kazanılması için yerel seçimler birçok açıdan önemliydi. Kentlerdeki oligarşik yapının/tek adamın yıkılması/geriletilmesi bu seçimlerden geçiyordu. Aynı zamanda topraklarımızın ‘altın’ arayıcıları tarafından eşilmesinin önlenmesi, tarım topraklarının korunması ve gıda güvenliğinin sürdürülebilirliği bu seçimlerle yakından ilintiliydi.
Aydınlar, yurtseverler olarak, neyi oyladığımızın farkındaydık. Seçim sonuçları ile kentlerdeki oligarşik yapı yıktık. Kent oligartları tasfiye oldu. Fakat işimiz bitti mi? Yeni başlıyor…
