İrfan Osman Hatipoğlu
Covid-19 salgını sonrası tarımsal üretimi ve gıda güvenliğini çok konuşur olduk. Gıda güvenliği açısından tarımsal üretimin önemli olduğunu yaşayarak öğrendik. Öğrenmekle kalmadık üretimin sürdürülebilmesi için desteklenmelerinin ayırdını da vardık.
En büyük desteklerde belediyelerden geliyor. Çünkü büyükşehir belediye yasası, tarımla ilgili her türlü girişimi yapma görevi veriyor. Buna dayanarak Başkan Bülent Nuri Çavuşoğlu, hayvan yetiştiricilerine “yem desteği” yapılacağını duyurdu.
Yanlıştır demiyorum ama, etkin bir destekleme yöntemi değil.
Neden?
Hayvancılıkta yem önemli bir girdi. Yetiştiricilikte yüzde 70’lik paya sahip. Yapılacak 5-10 çuval yem desteği ile üretim maliyetlerini düşürmek mümkün değil. Üstelik üreticiler bir şekilde “yem” sorununu çözüyor. Yem alamadığı için işletmesini kapatan yok.
Hayvancılıkta temel sorun örgütlenmede ve ürününü satamamada.
Devrimci ve örgütlenmeyi inan başkan Çavuşoğlu’nun yapması gereken, hayvan yetiştiricilerinin örgütlenmesini öncülük yapmak. Sıkı bir eğitimden geçirmek. Bu örgütler ile ortak et/süt işleme tesisleri kurarak ürünleri değerinde satın almak. Nihai -et, süt, sucuk, peynir vb. – ürünleri de mahalle bakkalları üzerinden satışa sunarak, yurttaşların ucuz, sağlıklı hayvansal besin öğelerine ulaşmasını sağlamak.
Bu tür organizasyon yalnızca hayvancıları değil, bitkisel üretim yapan çiftçilerimizi destek olacaktır.
Yapılmazsa ne olur?
Yetiştiricinin ürününü değerinde satmasını sağlamaz, üretmesini teşvik ederseniz, ürettiği yetiştiriciye dert olur. Üretim sisteminin dışına çıkmasını desteklemiş olursunuz. Başkanın yaptığı tamda budur.
Sevgili başkan, tarımda popülist uygulamalardan uzak durun. Yem çuvalını alırken alkışlayanlar, sütlerini sokağa döktüklerine saydırırlar…