İrfan Osman Hatipoğlu
CHP tüzük kurultayı öncesi yeniden hareketlendi. Bunun nedeni önceki genel başkanın yeniden başkan olmak üzere ön çalışmalara başlaması.
Doğal olarak yerel düzeyde hareketlenmeye neden oldu.
Bilindiği gibi eski başkanın Denizli’de temsilcisi Gülizar Biçer Karaca’dır. Koşulsuz bağlılığı nedeniyle uçmasının önü açıldı. Fakat kendisi klasik taşra politikacısı olmanın dışına çıkamadı.
Taşra politikacıları kendisini kurnaz sanırlar. Kendisinin baş oyuncu olmasına engel gördükleri tüm engelleri -partilileri- temizlerler. Kumpaslar kurarlar.
Sayın Karaca bu yöntemi çok çabuk öğrendi ve uyguladı.
Kendisini kaşıt gördüğü, karşı gurubu temsil ettiğini düşündüğü İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu “milletvekili adayı” yapılacağı önerisiyle istifa ettirdi. Demokratik davranıyormuşçasına, yeni il başkanı ataması için sağa sola danıştı, önerilen isimler üzerinde çalıştı. Kimsenin önermediği, kontrol edebileceğini düşündüğü Ali Osman Horzum’a il başkanı olarak atadı.
Sayın Horzum, daha kurnaz olduğu için, alışverişin hangi sokakta verimli olacağını hemen kavradı. Dükkânı farklı bir mahallede açtı.
Dükkândan kendisini iş çıkmayacağını gören Sayın Karaca “Demirel sevdalıları” adlı gurupla iş tutmaya başladı. Yerel siyasette kalmayı bu gurupla sağlamak istiyor olabilir. Bu istek, kalmaktan çok hızla yok olmasını sağlar.
Yerel siyasette yok olmasının diğer nedeni, eski genel başkanın arkasında durmak. Seçim kazanmış, yükseliş ivmesinde olan bir yönetime karşı olmak, marjinal duruma düşmekle eş değerdir. O dükkândan da iş çıkmayacak.
Denizli CHP hareketini, önümüzdeki 10 (on) yıl Bülent Nuri Çavuşoğlu ve arkadaşları yön verecektir. Beklentimiz, parti içi demokrasiyi işletmeleri. Sayın Karaca gibi bir darbeyle “oyun dışı” kalmamanın kurallarını -parti içi demokrasi- yerleştirmeleri. Partinin büyümesinin koşullarına oluşturmaları.
Sayın Karaca’ya önerimiz, yerelde merkez sağ üzerinden güç devşirme arayışı yerine, kurnazlığı bir tarafa itip parti içi kuluçkaya yatması.
Bu onun için en iyisi.