İrfan Osman Hatipoğlu
“Denizli Vakası” olarak adlandırılan olayı, Denizli tarihinin en önemli olayı olarak görürüm. Denizli halkı, Türklerin kontrolüne geçtikten sonra kendi halinde, alışverişini yapar, evinde “yat geber ekmeği” yiyip yatan insanlar topluğu olarak tanımlanabilir. Çünkü, kent tarihinde not düşülecek bir öykü yoktur.
Bunu tek değiştiren yerli varlıklıların “işgalci” Yunanlılar için, yerli Rumlarla iş birliği yapana kadar.
Ne var ki… Kent egemeni kent zenginleri, uzun süre bu utanç verici olayın üzerine perde çekmeye başardı. Hüsamettin Ataman gibi kent aydınları perdeyi aralama girişimi yapınca, karşı saldırıya geçtiler. Yazdırılan kitap ve Türk Ocağı’ndaki son konferans örnek.
Sahaya iniyoruz. Hüsamettin Ataman ilk yanıtı verdi.
Hüsamettin Ataman:
NECİP ALİ KÜÇÜKA ve DEMİRCİ MEHMET EFE
Denizli yakın tarihinin en önemli olayı, 9 Temmuz 1920 günü yaşanan Demirci Mehmet Efe’nin Denizli’yi basarak onlarca kişiyi “Kuvayımilliye’ye ihanet ettiler” gerekçesiyle kafalarını keserek öldürmesi olayıdır.
Olayın nedeni resmi belgelerde çok açık ve net bellidir.
Denizlili zenginler, Rum zenginleri koruma altına almak için, Kuvayımilliye’ye karşı bir girişimin içinde yer almışlar, Kuvayımilliyeci Sökeli Ali Efe ve bir kısım Kuvayımilliyeci Zeybekleri, pusu kurarak, öldürtmüşlerdir.
Bunun üzerine, Tümen Komutanı Albay Şefik bey ve Kuvayımilliyeci Zeybeklerle Denizli’ye gelen Kuvayımilliye Genel Komutanı Demirci Mehmet Efe, Kuvayımilliye’ye ihanet ettiler gerekcesiyle onlarca kişiyi, kafalarını kestirerek, öldürtmüştür.
Aşağıda, olayla ilgili çok ilginç bir belgeyi açıklamak isterim.
27 Mayıs 1960 sonrası Yassıada davaları devam etmektedir.
Sıra Denizli Belediyesi eski Başkanı ve Demokrat Parti Milletvekili Turan Bahadır’ın savunmasına gelir. Turan Bahadır’ı savunan Avukat İlhan Mertsoy, Turan beyin yaptığı hizmetleri anlattıktan sonra beraatini isterken, 29 Temmuz 1961 tarihli Savunma dilekçesine şu anlamlı cümlelerle son verir;
“…..İstiklal mücadelesi sıralarında Demirci Mehmet Efe Denizli’de devrin Ağır Ceza Reisi amcam Kazım beyi kafasını keserek öldürmüştür.
Bir müddet sonra İstiklal Mahkemesi’ne getirilen Demirci Mehmet Efe’nin, ne garip tesadüftür ki, İstiklal Mahkemesi Savcısı dayım Necip Ali Küçüka beraatini istemiş, sonuçta Demirci Mehmet Efe İstiklal Mahkemesi’nden men’i muhakeme
kararı alarak ölünceye kadar Albay rütbesiyle yaşamıştır”.
Necip Ali Küçüka, ATATÜRK’ün sevdiği ve güvendiği bir kişidir. İstiklal Mahkemelerinin Başsavcısı ve Halkevleri’nin kurucusudur.
Uzun yıllar Denizli Milletvekili olarak hizmet vermiştir.
Tarih belgelerle yazılırsa bir anlam ifade eder.
Kulaktan dolma duyumlarla yazılan tarih, insanları aldatmak ve uyutmak için yazılan birer hikâyeden öte geçemez.
DEMİRCİ MEHMET EFE’nin Denizli Baskını olayını belgelere dayanarak iki kitapta anlatmıştım.
Yeni elde ettiğim belgeleri de yayınlayacağım yeni bir kitapta okurların bilgisine sunacağım.
Meydanı boş bulduklarını sananlar, Kuvayımilliye’ye ve Kuvayımilliyecilere verip veriştirmekte sakınca görmüyorlar.
Önümüzdeki zaman diliminde, Denizli’de düşmanla işbirliği yaptıkları sabit görülenlerin isimlerini, tek tek, TBMM Arşiv kayıtlarına ve GENEL KURMAY Arşiv belgelerine dayanarak açıklayacağım.
HERKES DURDUĞU YERİ BİLMELİ.