İrfan Osman Hatipoğlu
Büyükşehir belediye başkanlığının, en önemli uygulamalarından birisi, işlettiği tesislerde çay fiyatını 5 (beş) liraya indirmesidir. Çok önemli bir karardır.
Çay fiyatının 5 tl indirilmesini kutlamamı; kendini solda olduğunu ifade eden entel dantel takımı ile kendisini sağda olduğunu ifade eden ‘değeri kendinden menkul’ aristokratların bıyık altından güldüğünü, özel görüşmelerimden biliyorum.
Çay fiyatları neden önemli?
Denizli, asgari ücretle -yaklaşık 335 kişi- çalışan ve 250 bin civarında emeklinin -ortalama maaş 10.000 tl- yaşadığı bir şehir. Küçük esnafın durumunu da bu sayıya eklediğimizde, bu sayı çok yukarlara çıkıyor. Kısacası açlık sınırının altında yaşayan bir kentiz.
Açlık sınırının altında yaşamının tipik göstergesi; caddelerde, bayramyerinde, çınarda Yeni Cami önümdeki belediyenin koyduğu banklarda oturan insan sayısının çokluğu. İnsanların bu alanlarda oturmasının birincil nedeni, aynı bölgede olan parklardaki, pasaj içlerindeki çay ocaklarındaki, çay fiyatının alım güçlerinin dışında olmasıdır.
Yaygın bir hesaplama vardır. Çay simit üzerinden geçinebilme hesabı. Farklı bir hesaplamada, insanların sosyalleşme girişimi ve ikram alışkanlığı hesabı çay fiyatları üzerinden yapılmalı. Bir parkta 3 arkadaş ikişer -6 çay- çay içse, 15 tl’den 90 tl. Bugün 6 çay 30 tl.
Bu fiyat değişiminin insanların davranışını ne kadar etkilediğini parkların dolmasından, ikram etme kültürünün nasıl geri geldiğini izlemenizi öneririm.
Bu hesap işin parasal yanı. Uygulamanın asıl önemli yanı “dar gelirlilerin” onurlarının korunmasıdır. Eşi torunları ile gezmeye çıkan bir büyüğün, para hesap ederek parka oturmaktan çekinmesinin, iç dünyasında yarattığı fırtınayı hissetmesi ancak bayramyerinde banklarda oturanlar anlaya bilir.
Kutluyorum, destekliyorum. Belediyenin ilk işi bu mu olmalı diyerek, bıyık altından gülüp küçümseyenleri hadi ordan .şek s.paları diyorum!