İrfan Osman Hatipoğlu
Başkan B. Nuri Çavuşoğlu’na oy vermedim. Fakat kazanmasını kendisi kadar sevindim.
Kendimi ulusalcı, yurtsever olarak tanımlamama karşın, oy vermememin nedeni, bir partinin il başkanı olarak Denizli sokaklarında adaylarımıza oy istemesem de partimizin unutulmasını önlemek için seçim çalışması yapmak. Kısacası, partililerimizi serbest bırakmama karşın, bir partinin il başkanı olarak karşı tarafa oy vermek ahlaki olmazdı.
Başkan bizleri sevindirmekle kalmadı. Son aldığı kararla heyecanlandırdı.
Ona “koca yürekli adam” dememin nedeni bu…
Sayın Başkan Çavuşoğlu’nun, mecliste aldığı kararla BELTAŞ tesislerinde içki servisinin başlayacağını kamuya duyurmasıdır.
Bu karar düşünülenden çok önemli. Sahip çıkmalı. Ödünsüz başkana destek vermeliyiz.
Siyasal İslamcı AKP iktidarları, yerel yönetimlerle birlikte kültür, sanat, eğitim ve günlük yaşama müdahale uygulamaları ile toplumu “vasat” hale getirdi.
Vasatlığa sürüklemenin görünen yüzlerinden biri “içki” yasağıdır. Büyük bir dezenformasyon uygulayarak, -içki kültürünü alkol içmeyi evirerek- bu yasağı sıradanlaştırdılar, karşı çıkanların cesaretini kırarak kurumsallaştırdılar.
Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, birçok Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanı yasağı kaldırmaya cesaret edemedi. Başkan Çavuşoğlu, aldığı bu kararla bir tabuyu yıktı.
Başkan Çavuşoğlu, bu kararı ile “vasatlığa” karşı savaş açmıştır. Savaşın sürdürülebilir olması için çalışma arkadaşlarını kendisini inanan, aynı ülküyü taşıyanlardan seçmelidir. Özellikle kültür daire başkanlığı ile kırsala hizmet veren daire başkanlığı çok önemli. Vasatlığın aşılmasında eşgüdüm içinde çalışılmazsa verimli/etkili iş üretilemez. Bu nedenle anılan daire başkanlıklarına devrimci, eylem adamı, aydınlanmaya, uygarlaşmaya inanan siyasi kimliği olan cesur insanlar getirilmedir.
Sayın başkan; korkak, ürkek davranarak devrimci kişiliğinden ödün vermediğin sürece, koşulsuz destekliyorum.
Sizi bilmem ama, ben bugün çok keyifliyim…
